DUVAR– Türk Tabipleri Birliği’nin ‘Emek Bizim, Kelam Bizim’ davetiyle başlattığı aksiyon süreci kapsamında hekimler sokağa indi. İstanbul Tabip Odası, Kadıköy’de, “Karanlığa karşı; önlüğümüzün beyazına, özlük haklarımıza, halkın sıhhat hakkına sahip çıkıyoruz” sloganıyla İstanbul’dan Ankara’ya ‘Beyaz Yürüyüş’ başlattı.
Türkiye’de korona virüsünün tespit edildiği 14 Mart 2020 tarihinden beri mevt tehlikesiyle en çok karşı karşıya kalan sıhhat çalışanları oldu. 1 Nisan 2020’de koronadan vefat eden birinci tabip olan Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu’ndan sonra bugüne kadar 175 tabip olmak üzere toplamda 480 sıhhat çalışanı korona virüsü nedeniyle vefat etti.
27 Kasım’da Ankara’da bitmesi planlanan yürüyüş sonunda tabipler çeşitli vilayetlerden gelecek meslektaşlarıyla birlikte cumartesi günü neler yapabilecekleri konusunda ‘Beyaz Forum’ düzenleyecek.
Kadıköy’de bir arayan gelen tabipler, yağmurun altında hem yürüyüşün nedenini anlattı hem de Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca’ya yönelik tenkitlerini lisana getirdi.
Doktorlara siyasi partilerden HDP, CHP, TİP, DEVA ve Emek Partisi dayanak verdi. Yürüyüşe çok sayıda STK da takviye veriyor.
‘BİZE DAYATILAN KARANLIĞA KARŞI ÖNLÜĞÜMÜZÜN BEYAZINA SAHİP ÇIKMAK İÇİN YÜRÜYORUZ’
Yürüyüş öncesinde açıklama yapan Türk Tabipleri Birliği Lideri Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, “Bugün bize dayatılan karanlığa karşı önlüğümüzün beyazına sahip çıkmak için yürüyüşümüzü başlatıyoruz” kelamlarıyla yürüyüş startını verdi. Fincancı şunları söyledi: “Sevgili yol arkadaşlarımız, bugün beyaz yürüyüşümüze eşlik etmek için, bizleri karanlığı yaracak bu yürüyüşe uğurlamak için ortamızda olan tüm dostlara teşekkür ediyoruz. Mesleğimizin duygusal ve fiziki yükünün her gün daha da ağırlaştığı salgın günlerinde, yalnız olmadığımızı daima birlikte var ettiğimiz biricik örgütümüzün gücüyle, tüm emek ve demokrasi güçlerinin, toplumla birlikteliğin verdiği umutla hissediyoruz. Sıhhatin piyasalaştırılması, emeğimizin değersizleştirilmesine karşı uzun soluklu, inişli çıkışlı gayretlerden geçtik. Sıhhati çökerten dönüşümü tümüyle durduramasak da gerçek yüzünü en başından beri gösteren bir meslek örgütünün Türk Tabipleri Birliği’nin işçileri olmaktan daima onur duyduk. Bu çöküşün önüne katıp bizden götürdüklerini görmek, göstermek de ona karşı çaba etmek de hepimizin sorumluluğu oldu. Bugün mesleğimize, emeğimize yönelik ataklara, bize dayatılan karanlığa karşı önlüğümüzün beyazına sahip çıkmak için yürüyüşümüzü başlatıyoruz. Bu topraklarda hekimlik mesleği tüm kıymetleriyle birlikte tüketilip, tabipler süratle dönen bir çarkın dişlisine dönüştürülürken, “artık geçinemiyoruz” diyen meslektaşlarımız yabancılaştıkları emeklerinin karşılığını alamazken, en ağır işkolunda çalışan personelden daha uzun saatler uzunluğu hem de vefatına, güvenlik alanında misyon yapanlar kadar can kaygısıyla, şiddete uğrama tehlikesiyle çalışmaya zorlanıp, baskılar, yıldırma ve değersizleştirme ile baş başa bırakılırken, genç meslektaşlarımız artık bu ülkede hekimlik yapmaktan vazgeçiyor, kendi topraklarını terk edip göçmenliğe zorlanıyor.”
‘YÜRÜYELİM ŞARKILARLA’
“Emeğin yok sayıldığı, mesleğin değersizleştirildiği koşullara karşın, tıp fakültesine başladığımız birinci günleri, mesleğe coşkuyla başladığımız o birinci an birlikte yaşadığımız ortak duyguyu, beyaz önlüğü giydiğimiz birinci günün heyecanını hatırlayalım haydi yeniden” diyen Fincancı, kelamlarına şöyle devam etti: “Biz gücümüzü daima mesleğimizden aldık. Beşerden yana, hayattan yana bizim kıymetlerimiz… Her kelamımızı tabip olmanın gerekliliği ile dillendirdik. Salgın periyodu, mesleksel özerkliğimizin, etik prensiplerimizin bedelini ortaya çıkarmanın yanında, sıhhatin nasıl başat bir rol oynadığını, yaptığımız mesleğin manasını, ehemmiyetini bir kez daha hepimize ve tüm insanlığa gösterdi. Bugün bu gerçekleri tüm çıplaklığı ile görmüşken ortak kıymetlerimizi, mesleksel uğraşımızı, coşkumuzu, ortak umutlarımızı, taleplerimizi de göstermenin, sıhhatteki bu çöküşe artık dur demenin günüdür. Bugün tüm meslektaşlarımıza biz birlikteysek umut var demenin günüdür. Kelamımızı büyütelim, emek bizim kelam bizim diyerek “Yeni Türkü” ye selamla Meral Özbek’in kelamlarını çınlatalım yollarda: “…Yürüyelim şarkılarla/ İsyan ederken/ Yürüyelim alkışlarla/ Meydan okurken.”
‘ANKARA’DA KELAMIMIZI SÖYLEYECEĞİZ’
İstanbul Tabip Odası Lideri Prof. Dr. Pınar Saip, taleplerinin yerine getirilmemesi halinde neler yapacaklarına ait şunları söyledi: “Niye yürüyoruz biz Ankara’ya? Zira artık meslek etik değerlerimizle bugünkü sıhhat sistemi birlikte olamıyor. Sıhhat sistemi büsbütün iflas etmiş durumda. Şu anda ne halk sıhhati açısından ne de sıhhat çalışanlarının açısından büsbütün ticarileşmiş. Asistanlar mobbingten, uzun çalışma saatlerinden tükenmiş durumdalar. Genç meslektaşlarımız ülkeyi terk ediyor. Orta yaştaki meslektaşlarımız tükendikleri için bırakıyorlar. Son 7 ayda 9 bin üzerinde kamudan istifa gerçekleşti. KHK ile atılan meslektaşlarımız mesleklerini yapamıyorlar. Bugün sıhhat sistemi yalnızca hastanelerin dolu olmasıyla övünülüyor. Meğer bizim hedefimiz koyucu sıhhat sistemini savunmak olmalı. Birinci basamak sağlıklı hizmetinin bölge tabanlı olmasını talep ediyoruz. Emekliliğe yansıyan tek fiyat talep ediyoruz. Şu anda 80 yaşındaki meslektaşlarımız geçinmek için çalışmak zorundalar. Üniversitelerde liyakat ve eğitim bitti. Onları haykırmak için yürüyoruz. Etap aşama sesimizi yükselteceğiz. Evvel Kocaeli’de, sonra Bursa’da daha sonra Eskişehir’de seslerimizi duyurmaya çalışacağız. Şayet isteklerimiz yerine gelmezse, kademe etap neler yapacağımızı gündeme getireceğiz ve Ankara’da kelamımızı söyleyeceğiz.”
Açıklama sonrasında birinci kafile otobüslere binerek İzmit’e yanlışsız alkışlarla yola çıktı.
Gazete Duvar
