Şahsî Bilgileri Muhafaza Kurumu Başkanı Faruk Bilir, 28 Ocak Memleketler arası Data Muhafaza Günü ve şahsî bilgilerin korunmasına ait AA muhabirine açıklamalarda bulundu. Ferdî dataların korunmasıyla ilgili memleketler arası bağlayıcı nitelikteki birinci evrak olan 108 sayılı Sözleşme’nin 28 Ocak 1981’de imzaya açıldığını hatırlatan Bilir, mukaveleyi birinci imzalayan ülkeler ortasında Türkiye’nin de bulunduğunu belirtti.
Faruk Bilir, Avrupa Kurulunun 28 Ocak’ı Memleketler arası Bilgi Müdafaa Günü ilan ettiğini hatırlattı. Milletlerarası Data Müdafaa Günü kapsamında bugün, “Veri Temelli Ekonomi”, “Dijital Çağda Şahsî Dataların Korunması” ve “Kişisel Bilgilerin Korunması Alanında Yeni Gelişmeler” başlıklarında üç oturumdan oluşan program düzenleneceğini anlatan Bilir, programın YouTube üzerinden yayınlanacağını söyledi.
Şahsî bilginin kişiyi tanımlayan bilgiler olduğunu söz eden Bilir, dataların Ferdî Bilgilerin Korunması Kanunu’ndaki prensiplere uygun işlenmesi gerektiğini, data işlemeyi yasaklamayan bu düzenlemenin özgürlükçü bir yasa olduğunu lisana getirdi. Dataların, sürece kaidelerine, temel prensiplere, aydınlatma yükümlülüğüne uygun formda işlenebileceğini bildiren Bilir, işlenmesini gerektiren sebeplerin ortadan kalkması ya da mevzuattaki müddetin dolması durumunda ise bilgilerin silinmesi ve yok edilmesi gerektiğini aktardı.
Şahsî bilgilerin korunmasına yönelik ihtar ve tavsiyelerde bulunan Bilir, akıllı aygıtlarda kullanılan uygulamaların hangi ferdî bilgilere erişim müsaadesi istediğinin denetim edilmesinin zorunluluğuna işaret etti. Bilir, vatandaşların, dataların aktarıldığı üçüncü bireyleri ve dataların aktarılma emelini bilme hakkına sahip olduğunu, data sorumlularının da şahsî bilgilerin kimlere ve hangi gayeyle aktarılacağı konusunda bilgi verme yükümlülüğünün bulunduğunu anlattı.
“AÇIK İSTEĞİN HİZMET KOŞULUNA BAĞLANMASI AÇIK RIZAYI SAKATLAYAN DURUMDUR”
Şahsî Dataların Korunması Kanunu’yla değerli düzenlemelerin hayata geçirildiğini vurgulayan Bilir, kişinin sahip olduğu datanın işlenmesine, kendi isteğiyle ya da karşı taraftan gelen istek üzerine onay vermesi manasını taşıyan “açık rıza”nın ögelerinin da kanunda yer aldığını söz etti.
Faruk Bilir, şunları kaydetti:
“Açık isteğin hizmet kaidesine bağlanması açık rızayı sakatlayan durumdur. Hizmet kuralına bağlama özgür iradeyi sakatlamaktadır. Zira şayet o koşul olmasaydı kişi daha farklı davranabilirdi. Şahsa açık istekte, özgür irade olabilmesi için seçme bahtı verilmelidir. Bir kural dayattığınız vakit bu hizmet kaidesine bağlanmış olur. Yapacağı seçimin sonuçları kişiyi tesir altında bırakıyorsa, onu sunulan eser yahut verilen hizmetten mahrum bırakıyorsa, isteğin özgürce verildiğini söylemek mümkün değildir. Vatandaşlarımız, datalar işlenmeden evvel sunulan saklılık ve güvenlik siyasetlerini, aydınlatma metinlerini okumalı ve incelemeli. Açık istekle hangi bilgilere erişimin istendiği de sorgulanmalı.”
Kurumun karar organı Ferdî Bilgileri Müdafaa Konseyinin çalışmalarına da değinen Bilir, şuranın 12 Ocak 2017’den itibaren çalışmaya başladığını anımsatarak şöyle devam etti:
“Bugüne kadar konseye 7 bin 467 ihbar ve şikayet başvurusu yapıldı, bu müracaatlardan 5 bin 489’u sonuçlandırıldı. Konseyin ihlaller nedeniyle yaptırım olarak idari para cezası uygulama yetkisi var. Bugüne kadar yaklaşık 36 milyon lira idari yaptırım uygulandı. Rastgele bir şirkette, data sorumlusu bünyesinde veri ihlali meydana geldiği durumlarda da şuraya bildirimde bulunuluyor. Bugüne kadar 402 bilgi ihlal bildirimi yapıldı, konsey bu ihlallerden 72’sini internet sitesinden ilan etti. Ayrıyeten heyetten 489 türel görüş talep edildi.”
Haber7
