İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), geçtiğimiz günlerde Cemal Reşit Rey Konser Salonu Genel Sanat Direktörü Cem Mansur ile ‘yönetsel fikir ayrılıkları’ nedeniyle yollarını ayırma kararı aldı. Bu bahisle ilgili iki taraf da net bir açıklama yapmazken Cem Mansur, bahisle ilgili bir açıklama yayınladı.

İBB Lideri Ekrem İmamoğlu’nun davetiyle iki yıldan beri Cemal Reşit Rey Konser Salonu Genel Sanat Direktörü olarak çalışan orkestra şefi Cem Mansur açıklamasında, “Makamı hiçbir formda kendi mesleğim için kullanmadım. Kendime iş veriyor pozisyonunda olmamak için yönettiğim 30 kadar konserden fiyat almayı reddettim” sözlerini kullandı.

Cem Mansur’un açıklamasının tamamı şöyle:

“Ekim 2019’da, İBB Lideri Ekrem İmamoğlu’nun da onayıyla, Cemal Reşit Rey Konser Salonu Genel Sanat Direktörü olarak atandım. 28 Kasım Pazar günü CRR’deki konserlerin kalitesini öven bir basın bülteni içinde misyondan alındığım duyuruldu. Münasebeti ‘yönetsel fikir ayrılıkları’ olarak belirtilen vazifeme son verilme olayında, kiminle ve neden fikir ayrılığı yaşadığımdan kelam edilmemektedir.

Tüm bunlar yaşanırken CRR’nin, 2021 yılı konser dizileri devam ediyor. 11 Aralık Cumartesi akşamı, efsanevi kemancı Gidon Kremer ile CRR sahnesinde olacağız. Büyük ustanın, benim ve CRR orkestrasının kayıtlarını izleyerek bizimle çalmayı kabul etmiş olması hepimiz için gurur kaynağı. Bu bildiriyi, konserimize bir davet olarak da kabul etmenizi rica ederim.

Cemal Reşit Rey Konser Salonu tarihindeki en kısa genel sanat direktörlüğünün nasıl son bulduğunu bilginize sunmak isterim.

Hiçbir halde talip olmadığım bu makamı, günümüz gerçeklerine karşılık veren bir orkestrayı bu platformda kurma umuduyla kabul ettim. İki yıl boyunca asıl davet nedenim olan orkestra projesiyle ilgili tek bir toplantı yapılmadı. Makamı hiçbir halde kendi mesleğim için kullanmadım. Kendime iş veriyor pozisyonunda olmamak için yönettiğim 30 kadar konserden fiyat almayı reddettim.

Büyük bir dünya metropolünün ana konser salonuna yakışan milletlerarası programları gerçekleştirmenin ötesinde, klasik müziği daha büyük kitlelerle buluşturmak maksadıyla, birer birinci olan açıklamalı ilçe konserleri ve senfonik açıkhava konserlerini kamu kaynaklarını harcayan bir kurum olarak önemsedim. Pandemi sürecinde müzisyenlere en nizamlı çalışma imkanı sağlayan yer de CRR oldu. İsmini taşıyan salonda, Cemal Reşit Rey’in yapıtlarını bir çatı altında toplama hedefiyle, bestekarın varislerinin, ellerindeki el yazmalarını ve dokümanları salona bağışlamalarını sağladım.

Ekim 2021’de daire lideri makamındaki kişi (resmi misyonu “koordinatör” ancak kendisi daire liderinin tüm yetkilerini kullanmakta) 2022 programı ve bütçesiyle ilgili telefon ve maillerimi karşılıksız bırakmaya başladı. Katılmam gereken toplantıların benden habersiz yapıldığını ve icra konseyinden çıkartıldığımın farkına vardım. Kulislerde yerime getirmeyi planladıkları kişinin ismi da geçmeye başlayınca, Ekrem İmamoğlu’ndan randevu istedim ve benimle çabucak görüştü. Hem vizyonumuzu seçime kadar birlikte devam ettirme taahhüdünü kendisinden aldım hem de orkestra kurulumuyla ligi toplantıların benim liderliğimde başlaması için genel sekreter yardımcısına talimat verdi. Bu gelişmelerden iki gün sonra koordinatör ve genel sekreter yardımcısı ile toplantıya çağırıldım ve bana misyondan alınacağım bildirildi.

Ekrem İmamoğlu’ndan kısa bir randevu talebime karşılık gelmedi. Danışmanı, bu kararda liderin onayının olup olmadığını öğrenmek için görüşeceğini; beni de görüştüreceğini ve bu süreçte hiçbir yazı yahut tebligat almamamı ve imzalamamamı söyledi. 26 Kasım Cuma akşam saat 22’de İBB’den bir müdür, bana bir tebligat ile görevlendirildiğini söyledi ve kendisiyle buluşup imzalamamı istedi. Ben liderden haber beklediğimi ve yazıyı almayacağımı söyledim. 27 Kasım Cumartesi sabah cep telefonuyla çekilmiş yazının fotoğrafı mail ile gönderildi. Özensiz ve telaşla yapıldığı belirli olan kısa açıklamada ‘farklı kültürel projelerde birlikte çalışmayı arzuladığımızı belirterek yönetimsel fikir ayrılıkları sebebiyle genel sanat direktörü olarak birlikte çalışamayacağımızı bilgilerinize rica ederim’ cümlesi yer alıyordu. Münasebet olarak ‘yönetsel fikir ayrılıkları’ kelamını birinci burada gördüm.

Dünyanın en büyük metropollerinden İstanbul’un sanata ve sanatkara ehemmiyet veren belediye liderinin dayanağıyla vazifeye gelip, yılın programı bitmeden ve o belediye liderinin kararı olup olmadığını dahi öğrenemeden misyonuma son verilmesi ülkem ve İstanbul ismine çok üzücüdür. İstanbul kültür hayatına verilen değeri takdirinize bırakıyorum. 11 Aralık Cumartesi akşamı CRR sahnesinde buluşmak dileğiyle.

Hürmetlerimle,

Cem Mansur.”

CEM MANSUR KİMDİR?

Şef Cem Mansur, müzik eğitimini Londra’da City University, Ricordi Şeflik Ödülü’nü aldığı Guildhall School of Music and Drama, ve daha sonra Leonard Bernstein’ın öğrencisi olduğu Los Angeles Filarmoni Enstitüsü’nde aldı.

1981-89 ortası İstanbul Devlet Operası şefliğini yapan Mansur, Londra’da English Chamber Orchestra’yla başarılı bir çıkış yaptığı 1985 yılından sonra çalışmalarını yurtdışında ağırlaştırdı. Hollanda, Fransa, İtalya, Çek Cumhuriyeti, Romanya, Macaristan, Almanya, İsveç, İspanya, Meksika, İsrail, Finlandiya, Hırvatistan, Arnavutluk, Güney Afrika ve Rusya’da orkestra ve opera kuruluşlarıyla konuk şef olarak çalışmalarını sürdüren sanatçı, 1989-97 ortasında Oxford Kent Orkestrası Birinci Şefliği’ni yaptı. 1998’den 2011 yılında kapanışına kadar Akbank Oda Orkestrası şefliğini yaptı. Burada tasarladığı programların yanısıra “Bach, Caz ve Lale Devri”, “Alla Turca”, “1789/Akl-ı Selim’in Müziği”, “At-Nağmeler” ve “İstanbul’da Erguvan Zamanı” üzere etkinliklerle dikkat çekti.

Cem Mansur’un birlikte çalıştığı kuruluşlardan kimileri şunlar: Helsinki Filarmoni Orkestrası, Torre del lago Puccini Şenliği, Kirov Operası, Royal Philharmonic Orchestra, London Mozart Players, City of London Sinfonia, BBC Concert Orchestra, George Enescu Filarmoni Orkestrası, Prag Ulusal Tiyatrosu, Mexico City Filarmoni Orkestrası ve Londra Holland Park Opera Şenliği.

Barok çağdan günümüze kadar geniş bir yelpazeyi kapsayan repertuarında yer veren Mansur, 1986 yılında Londra’da, Elgar’ın bitmemiş operası “The Spanish Lady”nin birinci seslendirilişini ve 2000 yılında City Of London Festival’de Offenbach’ın 126 yıldır duyulmayan operası “Whittington”u yönetti.

Arvo Part’in 4’üncü Senfonisi’nin Avrupa prömiyeri, 2009 yılında Cem Mansur idaresinde Helsinki Filarmoni Orkestrası tarafından seslendirildi. Mansur, Mayıs 2010’da, birebir bestekarın “Veni Creator”unun dünya prömiyerini yönetti.

Daha sonra Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası alacak olan Ulusal Gençlik Senfoni Orkestrası’nın kurucu şefi olan Cem Mansur, Türkiye/Ermenistan ve Türk/Yunan Gençlik Orkestraları şefi ve İngiltere’nin en eski ikinci korosu İpswich Choral Society’nin fahri lideridir. (KÜLTÜR SANAT SERVİSİ)

Gazete Duvar