ANKARA – CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Adalet Bakanlığı’nın 2022 yılı bütçe görüşmelerinin yapıldığı Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda konuştu. CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’yla ilgili açılan kimi davalarda hâkim değişimlerine dikkat çeken Tanrıkulu, “Genel liderimize karşı bir yargı tertibi oluşturuyorlarsa ortalama yurttaşın nelerle karşılaşacağını nasıl bilebileceğiz” dedi.

‘HAKİMLER DEĞİŞTİ CEZALAR ARTTI’

Adalet Bakanlığı bütçe görüşmelerinde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan tarafından CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik çok sayıda dava açıldığını hatırlatan CHP’li Sezgin Tanrıkulu, Man Adası davalarıyla ilgili 5 davanın Kartal Adliyesi’nde açıldığını, 2 davanın bir mahkemede olmak üzere 4 farklı Asliye Hukuk Mahkemesi’ne düştüğünü söyledi.

Tanrıkulu, davaların akabinde bu mahkemelerdeki yargıçların atama periyodu olmadığı halde değiştirildiğini ve Kılıçdaroğlu’na “çok ağır” cezalar çıktığını belirtti. Tanrıkulu şunları söyledi:

“4 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin yargıçları tıpkı anda değiştirilir mi? Atama devri değil, kararname periyodu değil. 4 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin hâkimi duruşmadan evvel, tevziden sonra değiştirilir mi? Sonra o mahkemelerden çok ağır cezalar çıktı. Artık evraklar Yargıtay’da. Bakın, bunlar yargının bağımsız ve tarafsızlığıyla ilgili değil, yargıç bağımsızlığıyla ilgili değil, direkt doğruya Adalet Bakanlığının idari tasarruflarıyla ilgilidir. Bakın, bu türlü bir sistemde bizim Genel Liderimize karşı bir yargı sistemi oluşturuluyorsa ortalama yurttaşın nelerle karşılaştığını nasıl bilebileceğiz, bize söyler misiniz?”

‘HAKİM 1 GÜNLÜĞÜNE DİĞER MAHKEMEYE ATANIP KENDİ YAZDIĞI MÜZEKKEREYE OLUR VERDİ’

Tanrıkulu, 4 yıldır tutuklu bulunan ve 26 Kasım tarihinde tekrar hakim karşısına çıkacak olan iş insanı Osman Kavala’yı da hatırlattı. Kavala’nın tüm duruşmalarını takip ettiğini lisana getiren Tanrıkulu, “En son olayı söyleyeyim size, bu türlü bir şey yargı tarihinde olmamıştır” dedi.

Tanrıkulu’nun transferine nazaran, Osman Kavala’nın belgesini görüşen 30’uncu Ağır Ceza Mahkemesi 6 Ağustos’a duruşma bıraktı ve 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne de birleştirme için yazı yazdı. 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi 12 Temmuz’da birleştirme konusunda bir karar vermedi ve belgeyi ekim ayına erteledi. İsimli tatilde komite 30’uncu Ağır Ceza Mahkemesinin liderini bir günlüğüne 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi başkanlığına atadı.

30’uncu Ağır Ceza Mahkemesi liderinin kendi yazdığı müzekkereye, bir günlüğüne atandığı 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi lideri olarak “olur” verdiğini, sonra 30’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’ne geri dönerek 6 Ağustos’taki duruşmayı Kavala’nın avukatlarına bildirmeden 2 Ağustos’ta yaptığını ve belgeyle ilgili birleştirme kararı verdiğini belirten Tanrıkulu kelamlarını şöyle sürdürdü:

“Yani bu tablo içerisinde ortalama bir yurttaş, ortalama bir avukat, dışarıdan Türkiye’yi gözlemleyenler nasıl yargı bağımsızlığına inanacaklar? Siz iyi niyetle işte konuşmanızı hazırlamışsınız, konuşuyorsunuz konferanslarda. Nasıl güvenecekler? Bakın, çok somut olaylar söylüyorum, çok somut.”

‘ERDOĞAN TÜRKİYE’NİN BAŞSAVCISI’DIR’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Anayasa’dan kaynaklı üç sıfatının, “Cumhurbaşkanı”, “AK Parti Genel Başkanı” ve “Başkomutan” olduğunu dördüncü sıfatının ise, “Türkiye’nin Başyargıcı” olduğunu belirten Tanrıkulu kelamlarını şu tabirlerle sürdürdü:

“Türkiye’nin Başyargıcıdır, Türkiye’nin Başsavcısıdır. Kendisinin argüman ortaya koyduğu bir hususta bir savcı iddianame kesinlikle düzenlemek zorundadır. O denli bir takdir hakkı yoktur şayet bir tez ortaya koymuşsa rastgele bir yurttaşla, siyasetçiyle ilgili. Bu türlü bir periyodun Adalet Bakanısınız; muvaffakiyetler diliyorum.”

Gazete Duvar