Habertürk gazetesi muharriri Nagehan Alçı’nın sorularını yanıtlayan Gelecek Partisi Genel Lideri Ahmet Davutoğlu, “Sayın Erdoğan ve Sayın Bahçeli hala otoriter bir sistemi tercih ettikleri için özgürlükçü bir modele evet diyeceklerini zannetmiyorum. Ellerindeki güçleri bırakmak istemiyorlar lakin şayet fikir değiştirirlerse doğal ki yanlışsız yapıyorsunuz konuşalım deriz. Kimse galibiyet ya da seçim hezimeti beklentisi ile Türkiye’nin önünü tıkamamalı” dedi.
“Yeniden tahlil süreci olmalı mı?” sorusunu “Evet” diyerek yanıtlayan Davutoğlu, dokunulmazlıkların kaldırılmasına ait “Dokunulmazlıkların kaldırılmasının önünü açarak yanlışsız yaptım, aksi kaçmak olurdu” tabirlerini kullandı.
‘HİÇBİR PARTİYE KAPIMIZ KAPALI DEĞİL’
Davutoğlu’nun kimi açıklamaları şöyle:
“Ben diyalog ve ülke sorunlarını konuşma manasında hiçbir hudut tanımam. HDP de bundan muaf değil. HDP ile de görüşürüm. Hakikaten kapatma davası açıldığı gün Mithat Sancar’la görüşmem vardı. Birtakım arkadaşlar ‘O randevuyu ertelesek mi’ dediler. ‘Yok’ dedim. Bugün konuşmak lazım. Siyasi partilerin birbirleriyle konuşması problemlerin tahlilinde bir yoldur. Hiçbir partiye kapımız kapalı değil. Diyalog, ülke sıkıntıları manasında tüm siyasi partiler üzere HDP ile de konuştuk, görüştük. Görüşmeye de devam ederiz. Geçmişte onlarla siyasi uğraş yapmış olmamız, bugün çok farklı düşünüyor olmamız konuşmamıza mani değil.
Türkiye’de legal sonlar içinde siyaset yapan herkesle görüşürüz. Olağan herkesin teröre, şiddete tavır alması bekleriz ancak Türkiye’de siyasi partiler ortasındaki diyaloğun her vakit sürmesi gerektiğine daima inandım, en sıkıntı koşullarda dahi. Şu an bana en ağır ithamlarda bulunanlar olmak üzere herkesle görüşürüm.”
İttifak tartışmaları için erken olduğunu da söyleyen Davutoğlu, şu sözleri kullandı: “Gelelim ittifak problemine. Öbür partilerle ilgili de tıpkı şeyi söylüyorum. Şu anda ittifak konusunda rastgele bir angajman bizim için erken, bunlar seçim ortamında konuşulmalı. Millet İttifakı’nın kendi iç alakaları bağlamında da onların karar vereceği mevzu ancak ben o güne kadar siyasi tablonun çok değişeceğine inanıyorum.”
‘DİNİ BEDELLERE ATIF YAPARAK ADİL BİR SİSTEM KURULAMAYACAĞI GÖRÜLDÜ’
“Çözüm süreci şayet o devir birilerinin algıladığı üzere kamu sisteminin zafiyetine yol açan bir süreçse olağan o denli bir şey olmamalı. O yüzden tahlil süreci kavramını kullanmıyorum ben artık zira o o denli yahut bu türlü kriminalize edildi ve bunda da örgütün de süreci istismar ederek kamu sistemini bozma uğraşının büyük rolü var” diyen Davutoğlu, “Sizce tahlil süreci yerine ne demek lazım?” diye soran Alçı’yı şöyle yanıtladı:
“Yeni bir anlayış, yeni bir perspektif, yeni bir zihniyet ile yapmak lazım. Cumhuriyetin 100. Yılı ile irtibatlı bir ifadelendirme de olabilir. Mesela ‘Cumhuriyetimizin 100. Yılında Demokratik Geleceğimizin İnşası’. Yalnızca Kürt değil, Alevi sıkıntısının, laiklik sorununun çözüleceği bir iklim oluşturmak lazım.
Biz özgürlükçü demokrat bir partiyiz. Bunu bilhassa yazmanızı istiyorum. Biz özgürlükçü demokratız. Bu perspektifle ben bütün sıkıntıların aşılabileceği kanaatindeyim. Değerli olan toplumsal tabanının ikna olması. CHP bilhassa başörtüsü konusunda eski takındığı tavrı takınıyor mu? Hayır, zira biliyor ki toplumsal talep başörtüsü özgürlüğü tarafında.
Eminim İyi Parti’de de tüm bu hususlar tartışılacaktır onlar ismine bir şey söylemeyeyim ancak emin olduğum bir şey var. Hepimiz sonlarımızı öğrendik. Her siyasi ideoloji. Türkiye’de Türk milliyetçiliği yapanlar ülkenin birlik ve bütünlüğünün yalnızca güvenlikçi siyasetlerle sağlanamayacağını deneyimlerle gördüler. Öbür tarafta Kürt milliyetçiliği çizgisinde şiddet ve terörle operasyon yaparak sonuç almanın imkansızlığını gördü bir kesim. Olağan bütün Türkler ve bütün Kürtlerden bahsetmiyorum.
Muhafazakâr kesim yalnızca dini ve manevi bedellere atıf yapılarak adil bir sistem kurulamayacağını, bunun bir uygulama sorunu olduğunu gördü ve dertli. Laik kesim de 28 Şubat laikliğinin laiklik anlayışını jakobenleştirdiğini ve laiklikten kopardığını gördü. Onun için ben özgürlükçü laiklik diyorum. Türkiye’de marjinal kümeler hariç hiçbir Kürdün Türkiye’yi bölmeye dair bir niyet içinde olduğu kanaatinde değilim.” (HABER MERKEZİ)
Gazete Duvar
